Aralık 25, 2008

Geçmiş

Geçmiş, geçmişi sen nasıl hatırlamak istiyarsan öyle bir şeydir bazen...

Aralık 20, 2008

Ayırmamalı



Aşk mı, Kıyamet mi ?



Kul, gül olmadan da şükredendir...

Aralık 18, 2008

Yol Arkadaşım


























İnsan, insanın kötülüğünün sınırlarını anlayamıyor.

Bazen kötülük, inanılmaz bir kendine güven ve salaklığı da beraberinde getiriyor.

Var Mısın?

Yoksun.

Aralık 17, 2008

Merdivana

hayalimde eski günler gene bugun canlanır hayalimde
ah o günlerde etrafımda ahbaplarım dostlarım var idi
vallahi şimdi hiç kimsem yok ne sağımda ne solumda
merdivana ah merdivana gene bugün,gene bugün merdivana
bir zamanlar ah bir zamanlar halim vaktim yerindeydi
ah kardeş şimdi halsizim yorgunum çıkamam bu merdivana
aman ! garibim anam,öksüzüm,yetimim,yorgunum,düşmüşüm

Aralık 16, 2008

Bana Yalan Mı Söylediniz !?

Aralık 15, 2008

Semum

İnsanı bir ayna olarak düşünün.Karşısına geçen her şeyi,herkesi yansıtan bir ayna... Gün gelir, herhangi bir sebepten dolayı o ayna kırılırsa, gene yansıtmaya devam eder ama bu defa doğru görüntüyü yansıtamaz.Onu büker, deforme eder. Farklı bir şeymiş gibi yansıtır. Görünen şey aynıdır. Ancak yansıyan şey biraz tedirgin edicidir.

Bilim asla tapılacak bir ilah değildir.

Bazen görmek için iki gözden fazlası gerekir.

Cehennem senin gibiler için pusuda.

Siz kokuşmuş insanlar o güvendiğiniz rabbinize, ancak ihtiyaç duyduğunuzda yalvarırsınız.

Sığındığın senden aciz, ey semum ateşi.

Her tür ateşin şerrinden sana sığınıyorum, Allah'ım!

Aralık 14, 2008

Transformers



Aralık 12, 2008

The Chronicles of Narnia: Prince Caspian


















Hiçbir şey iki kez aynı şekilde gerçekleşmez.

Sana söylediklerim ve söylemediklerim, hepsi sana inandığım içindi...

Aralık 04, 2008

İnsan Ne İle Yaşar - Tolstoy

Tek önemli vakit vardır; içinde bulunduğunuz an.

Kazanç ve kayıp ikiz kardeştir.

Şehirlerinizde efrafınız insanı günaha teşvik edici şeylerle çevrilmiş.

Bu dünyada hizmetlerinde çürüdüğü efendilerin dışında, kendisini bu dünyaya gönderen başka merhametli bir efendi olduğuna, ölmekle artık yalnız ona tabi bulunacağına ve ondan herhalde hiçbir fenalık gelmeyeceğine inanıyordu.

Bu sefer sahiden öldükten sonra içinde uyandığı öteki alem acaba daha mı rahattır? Yoksa umduğunu bulamadı mı? Yoksa umduğunun çok ötesinde mi buldu? Bunu hepimiz mutlaka en doğru bir şekilde öğreneceğiz.

Bittiğim An...



Herif bir yandan, masanın altından kızı kurcalarken, bir yandan da kaldığı yatakhanede bir herifin bir kutu aspirin alıp nasıl canına kıymak üzere olduğunu filan anlatıyordu. Kız durmadan, "Ay, ne korkunç şey... Yapma, sevgilim. Lütfen yapma. Burda olmaz," diyordu. Düşünün yani, herif aynı anda hem kızı kurcalıyor, hem de canına kıymaya kalkışan birini anlatıyor! Bittim buna.

Bu adamın ironisine bayılıyorum,tamlamaya bakar mısın:

Elinizi sıkarken kırk parmağınızı birden kırmazsa, yavşak olacağını sanan türden bir herif...

Hele şuna bir bakın;

Sorun şu; bir kızla -yani, orospularla filan değil- bu iş tam olacak gibiyken, başlıyor durmadan size dur demeye. Benim derdim de bu işte; duruyorum.

Bayılıyorum bu adama. :)


Salinger - Çavdar Tarlasında Çocuklar

Aralık 03, 2008

Yürüyüş - Ahmet Altan

Churchill, savaşın ortasında bile mutlaka bir köşeye çekilip yirmi dakika uyurmuş.
İnsanın içinde bulunduğu gerçeklerden biraz uzaklaşması gerektiğini biliyordu belki.

Devamı için, tıklayınız.

Da Vinci Şifresi - Dan Brown


Bağışlamak Tanrı'nın en büyük hediyesidir.

Körler görmek istediklerini görürler.

Biraz iman harikalar yaratabilir.

i'll never be too far

















as long as you remember me
i'll never be too far



so hold me in your dreams
till i come back to you

Aralık 01, 2008

Genç Bir Şaire Öğütler - Max Jakob

İnsan yaratmak istediği etkiyi bilmeli, her şeyi o etkiye göre ayarlayabilmeli.

"Bu da ne demek?" Bize heyecan veremeyen şairleri bu sözle azarlarız. Azarların içinde en ağırı da budur.

Kasım 30, 2008

SON DERS - Aşk ve Üniversite

Siz öğrenmek için okuyun, sınıf geçme başa gelen bir şeydir...


Paran olmayınca minibüse bile binemiyorsun, neyin devrimini yapacaksın !

İnsan sıcağı görünce ne kadar üşüdüğünü anlıyor. Paylaşmak dedik ya... Başkasının parasını paylaşmak hoş da, yani zaten devrimcilik bir yerde o, başkasının parasını paylaşmak söz konusu olunca güzel ama kendi paran söz konusu olunca "Neyini paylaşacağım ulan?" dedim, "Kiminle paylaşacağım? Siz benim kurşun yaramı paylaşacak mısınız? Babamın gözlerimin içine baka baka gidişini? Ben her sabah kalktığımda hepiniz ossura ossura uyuyordunuz ama sizinle mi paylaşacağım ulan?" dedim. Bu hayat insana insanlardan nefret etmeyi öğretiyor.

Devlete güveneceğiz değil mi?Devlete güveneceksek neden o devlet önce astığı adamlara sonra anıt dikti ! Devletin "Pardon"u da böyle olsa gerek !

Ertelemek ! Sanki yarınınızdan eminsiniz gibi verdiğiniz o karar. Kafanda bir şey varsa bugün yapmalısın...

Hacı bu hani hep derler ya, "Kadınlar kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanırlar." diye, yalan anasını satayım, kadınlar kendilerini güldüren erkekleri ağlatırlar.

Aşk, bir kişinin, dünyanın geri kalanından daha önemli olmasıdır.

Sadece yapamadıklarınızdan pişman olursunuz.

İlk dersimiz; hiçbirinizin buradan alınacak bir derse ihtiyacı olmadığıdır.
"Dersi hayat verir."

Kasım 26, 2008

Ama Vatan !

Türkiyenin bir yönüyle zahir açısından bakınca nesi var yani,çölleştirilmiş,insanların birbirini yediği bir ülke,

Ama vatan...

Kasım 22, 2008

Benim Sevda'm

Seni çok seviyorum aşkım...




Ama ben çok,çok,çok aşığım sana...



Kasım 21, 2008

Those Were The Days, My Friend

Once upon a time, there was a tavern
Where we used to raise a glass or two
Remember how we laughed away the hours,
Think of all the great things we would do

Those were the days, my friend
We thought they'd never end
We'd sing and dance forever and a day
We'd live the life we'd choose
We'd fight and never lose
For we were young and sure to have our way



Then, the busy years went rushing by us
We lost our starry notions on the way
If, by chance, I'd see you in the tavern,
We'd smile at one another and we'd say

Those were the days, my friend
We thought they'd never end
We'd sing and dance forever and a day
We'd live the life we'd choose
We'd fight and never lose
Those were the days, oh yes, those were the days

Just tonight, I stood before the tavern
Nothing seemed the way it used to be
In the glass, I saw a strange reflection
Was that lonely woman really me?

Those were the days, my friend
We thought they'd never end
We'd sing and dance forever and a day
We'd live the life we'd choose
We'd fight and never lose
Those were the days, oh yes, those were the days

Through the door, there came familiar laughter
I saw your face and heard you call my name
Oh, my friend, we're older but no wiser
For in our hearts, the dreams are still the same

Those were the days, my friend
We thought they'd never end
We'd sing and dance forever and a day
We'd live the life we'd choose
We'd fight and never lose
Those were the days, oh yes, those were the days

Kasım 18, 2008

Açık Kapı



Gereksiz olmuş selam vermek artık şehr-i boğaziçi’nde
Pusulası şaşmış kızlar aşık olmuş tanımadan birbirlerine
İnsanlar istif taksilere dolmuş cumartesi eğlencesinde
Kalpler vuruyor, hep kulaklar tıkalı tarihin en eski sesine

Cinsellik açık bir kapı, biri onu artık kapatmalı
İyi olan her şey gibi, bu da artık çok fazla kurcalanmamalı

Hangi gönül kimde belli değil artık şu ihtiras eğlencesinde
Kırılan kalplere amatör deniyormuş, kızlar usta olmak peşinde
Yıllarca sürmüş ilişkiler artık yok olmanın arifesinde
Sevgisizlik artık almış da yürümüş, sonumuz boğaz köprüsü’nde

Cinsellik açık bir kapı, biri onu artık kapatmalı
İyi olan her şey gibi, bu da artık çok fazla kurcalanmamalı

Kasım 13, 2008

Dünya İstediğim Kadar



Kasım 12, 2008

Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Erik Orsenna



-Dünya üzerinde üç önemli çift vardır: Bir adam ve bir kadın, bir adam ve atı, bir adam ve gitarı...

-Her düo bir düellodur.

-Siyah adam çilesinin surlarında dolanıyordu,gitarsa onun kayığıydı.

-Müzik sefelatin kızıydı.

-Kendinden daha güçlüye karşı verilen bu tür savaşlar, iyileşmeyen yaralar bırakırdı

-Ne kadar insan doğarsa, yalnızlık o kadar artar.






Kasım 09, 2008

As Good As It Gets


-İnsanlar onlara ihtiyacın olduğunu anladıkları anda, çekip gitmekle tehdit ederler.


***

-Nasıl oluyor da kadınları bu derece iyi yazabiliyorsunuz?

-Bir erkeği düşünüyorum, sonra da mantık ve sorumluluğu çıkarıyorum.



***

-Daha iyi bir adam olabilmeyi arzulatıyorsun bana.


***

-Dünya'daki en harika kadının sen olduğunu bilen dünya üzerindeki tek kişi ben olabilirim. Yaptığın her bir şeyde ne kadar inanılmaz olduğunu anlayabilen tek kişi ben olabilirim ve Spencer'a karşı nasıl davrandığını bilen. Spence'e.
Sahip olduğun her düşünceyi dobra dobra söylemen ve neredeyse her zaman ifade ettiğin her şeyin tamamen dürüstlük ve iyilik hakkında olması.Bence, çoğu insan sendeki bu özelliği gözden kaçırıyor. Onlara yemeğini getirirken masalarını temizlerken seni izlemelerini, hayattaki en muhteşem kadınla karşılaştıklarının farkında olmayışlarını şaşkınlıkla seyrediyorum. Gerçek şu ki; onların göremediklerini görmek, kendimi daha iyi hissettiriyor.

Kasım 03, 2008

Saksıdaki Çiçekler



Bugün küskün bir gün var masamda
Bütün ayrılıklardan arda kalmış
Ayrılık usulca büyür içimde
Sonra usulca uzaklaşır
Aramızda ne yer var ne de zaman
Ne başka bir yüz ne başka insan
Ayrılık saksıdaki çiçeklerimiz gibi büyür
Sessiz ve nedensizce durmadan...

Ekim 22, 2008

Ah Ulan Kızlar

O yanlış evlenip çabuk ayrılan kızlar*
Her gece uykusuzluk, her sabah zorluk
Mutluluk size uzak** ne desem yalan*** kızlar.

İş güç dağdağası büyütülecek çocuk
Yaşamaya vakit yok ah kızlar, aman kızlar
Ulan kızlar, ulan kızlar.

Her yerde yadırganır, çevresi ona soğuk
Yanlızlıktan her dakika kırılan kızlar
Bir çoğu umutsuz, birazı aksi, birazı uçuk
Her sözü her bakışı tartışılan kızlar.

Erkeklere sürek avı, kadınlara korkuluk
Ah kızlar, aman kızlar, ulan kızlar, ulan kızlar.

Ekim 12, 2008

Omzundaki Yük

Bir derviş, Ebu'l-Hasan Harkanî'nin şöhretini duyup Talkan şehrinden yola çıkmıştı. Dağlar aştı, uzun yollar geçti, şeyhi görmek için özü doğru olarak, Allah'a yalvarıp yakararak nice yol aldı. Yolda çok cefa gördü, eziyet çekti. Nihayet yolu bitirip maksadına ulaştı. O mana sultanının evini sordu. Kapısına geldi, saygıyla kapı halkasını vurdu. Şeyhin karısı kapıdan başını çıkarıp, 'Ey kerem sahibi, ne istiyorsun? ' dedi. Derviş, 'Ziyaret için geldim' deyince, kadın kahkahayla gülüp dedi ki, 'Sakalına bak yahu! Hele şu yolculuğa, uğradığın derde bak! Yerinde yurdunda işin yok muydu da beyhude yere yollara düştün? Bir ahmağı görmek hevesine mi düştün, yoksa yurdundan mı usandın? Yahut şeytan sana bir boyunduruk vurdu, vesveseler mi verdi ki, bu yolculuğa çıktın? ' Daha birçok kötü sözler söyledi, hakaretler sıraladı Kadının saygısız gülmesinden, hikayeler düzmesinden derviş pek dertlendi. 'Yeter! ' diye bağırdı. 'Senin gibi bir şeytanın saçmaları mı beni bu kapının toprağından döndürecek? ' Artık derviş herkese şeyhi sormakta, her tarafta onu araştırmaktaydı. Birisi dedi ki, 'O kutup, odun getirmek üzere ormana gitti.' O zülfikâr düşünceli ve ateşli derviş, ormanın yolunu tuttu. Şeytan aklına, dolunayı bile örten vesvese vermekteydi. 'Bu din şeyhi neden böyle bir kadını evinde tutuyor, onunla düşüp kalkıyor? ' demekteydi. O bu düşüncedeyken, şeyh bir aslana binmiş, çıkageldi. Kükremiş aslan odunu çekmekteydi, o kutlu zat da odunların üstüne binmişti. Dervişi uzaktan gördü ve güldü. 'Sakın aldanma' dedi, 'Şeytanı dinleme! Ben sabredip bu kadının yükünü çekmeseydim, aslan benim yükümü çeker miydi hiç? '





Eylül 06, 2008

bir evcilik oyununda bile duldum
hatırla
sana dizlerimi
sana tabi bileklerimi ve topuklarımı sundum;
çevirdikçe ruhunun radyo dalgalarında
cazdı, bluesdu, klasik kemandı, klasik aşktı
boktu püsurdu
hatırla, senin gözlerin çok ulusluydu
senin gözlerin ham kadınsızdı
çamurdandı
ağzımda getirdiğim karsuyunu
kalbine kaçırdım! ovdun ve okşadın beni
çıktı içimdeki cin
yatağa döküldü
yatağıma döküldün
yatağına döküldüm
ve bu sonsuz savruluşta
o gece
bütün eski sevgililerimden ince ince söküldüm!

senin oldum!

haass.ktr sanırım sende yoksun! Olsun!

Filtre

Eylül 02, 2008



ne kaldı bak ellerimde,
biliyorum gülüyorsun,
her adımım daha derine...

ÖLÜYORUM

Ağustos 25, 2008


Musevilerin, Tanrı ile insanın konuşmasını anlatan kitapları Talmud' dan alınmıştır ve şöyle biter:

"...Bir kadını ağlatırken çok dikkat edin, çünkü Tanrı gözyaşlarını sayar! Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı, öyle olsaydı ezilirdi; üstün olmasın diye başından da yaratılmadı. Ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye... Kolun biraz altında korunsun diye ... Kalp hizasından sevilsin diye...''

Ağustos 05, 2008

Harry Potter ve Melez Prens


Ağustos 03, 2008

Yasemin Mori - Aslında Bir Konu Var

Bu şarkıyı keşfetmeme vesile olan Aslı Hanım'a teşekkur ederim.

Sağolun... :)

Temmuz 08, 2008

Apartman Toplantısı

Haziran 30, 2008

Ben de geldim aşka, Benim ki bir başka



Haziran 29, 2008

Yalnız Kaldım

Yalnız kaldım bebeğim,
Bir ben, bir votkam, bir de bira göbeğim...

Mayıs 20, 2008

Sen de bunaldıysan;

Mayıs 18, 2008

I'M JUST A KİD

Mayıs 13, 2008

Çiçek Nedir Bilmeden

Bence o kişi eğer hiç yaşamamışsa ona bunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. bu da yani alaya almak için değil, belki öyle yaşamışsın ama bir de böyle yaşarsan belki mutlu olursun manasında arkadaşça bir ikaz da olabilir pekala. o güzelin de o zaman bunu dinlemesi, bu şahsın sözlerini kulak arkası etmemesi, acaba yaşamamış olabilir miyim, bana bu kişi niye böyle diyor diye de oturup düşünmesi lazım. ha güzel vardır, hayatı güzel yaşıyordur, birisi gelir yok efendim sen yaşamamışsın, asıl hayat bu diyodur, o da olabilir. o zaman güzelin o kişiye güzelce bakın ben kendi hayatımı yaşıyorum, siz de sizinkini yaşayınız, kimse sizi benim gibi yaşamaya zorlamıyor diyerek ikaz vermesi, usulünce red etmesi lazım. ama güzelin güzel yaşamadığı hallerde, özellikle şair olan, güzeli ve güzel yaşamayı bilen, bunca senelik emeği geçmiş bir büyüğünü dinlemesi, bu tip bestelere izin vermemesi gerekirdi. ne yazık ki bir çok şarkı bu tip dikkatsizlikler sbebeiyle oluyor, bir çoğu da önlenebilir nedenlerle kimvurduya gidebiliyor. türkiyeye maddi zararını ben tam olarak bilmiyorum ama, eminim büyüktür.
Otisabi



Mayıs 04, 2008

Yağmur - Mazi



Ben de gönül çektim eskiden
Yandı hayatım bu sevgiden
Anladım ki bin aşka bedel
Gençliğimmiş elimden giden

Önünde ben geldim de dize
Yar olmadı bu kimse size
En nihayat düşüp can verdim
Gözündeki yeşil denize

Sarmadımsa da belden
Geçmedim bu emelden
Bir hazin maceradır
Onu aldılar elden

Başkasına yar oldu
Eller bahtiyar oldu
Gönlüm hep baştan başa
Viran bir diyar oldu

Mazi kalbimde bir yaradır
Bahtım saçlarından karadır
Beni zaman zaman ağlatan
İşte bu hazin maceradır

Ne göğsünde uyuttu beni
Ne buseyle avuttu beni
Geçti ardından uzun yıllar
Bu kadın da unuttu beni



Nisan 29, 2008

Otisabi

Gene yüzümü güldürdün şu saatte,
harbiden büyük adamsın...


Seni aristoya havale ediyorum otis abi...
İyi ki varsın otis abi...

Abim...

Nisan 26, 2008

Pull Me Under