skip to main |
skip to sidebar
Herif bir yandan, masanın altından kızı kurcalarken, bir yandan da kaldığı yatakhanede bir herifin bir kutu aspirin alıp nasıl canına kıymak üzere olduğunu filan anlatıyordu. Kız durmadan, "Ay, ne korkunç şey... Yapma, sevgilim. Lütfen yapma. Burda olmaz," diyordu. Düşünün yani, herif aynı anda hem kızı kurcalıyor, hem de canına kıymaya kalkışan birini anlatıyor! Bittim buna.
Bu adamın ironisine bayılıyorum,tamlamaya bakar mısın:
Elinizi sıkarken kırk parmağınızı birden kırmazsa, yavşak olacağını sanan türden bir herif...
Hele şuna bir bakın;
Sorun şu; bir kızla -yani, orospularla filan değil- bu iş tam olacak gibiyken, başlıyor durmadan size dur demeye. Benim derdim de bu işte; duruyorum.
Bayılıyorum bu adama. :)
Salinger - Çavdar Tarlasında Çocuklar
Gereksiz olmuş selam vermek artık şehr-i boğaziçi’nde
Pusulası şaşmış kızlar aşık olmuş tanımadan birbirlerine
İnsanlar istif taksilere dolmuş cumartesi eğlencesinde
Kalpler vuruyor, hep kulaklar tıkalı tarihin en eski sesine
Cinsellik açık bir kapı, biri onu artık kapatmalı
İyi olan her şey gibi, bu da artık çok fazla kurcalanmamalı
Hangi gönül kimde belli değil artık şu ihtiras eğlencesinde
Kırılan kalplere amatör deniyormuş, kızlar usta olmak peşinde
Yıllarca sürmüş ilişkiler artık yok olmanın arifesinde
Sevgisizlik artık almış da yürümüş, sonumuz boğaz köprüsü’nde
Cinsellik açık bir kapı, biri onu artık kapatmalı
İyi olan her şey gibi, bu da artık çok fazla kurcalanmamalı
-Dünya üzerinde üç önemli çift vardır: Bir adam ve bir kadın, bir adam ve atı, bir adam ve gitarı...
-Her düo bir düellodur.
-Siyah adam çilesinin surlarında dolanıyordu,gitarsa onun kayığıydı.
-Müzik sefelatin kızıydı.
-Kendinden daha güçlüye karşı verilen bu tür savaşlar, iyileşmeyen yaralar bırakırdı
-Ne kadar insan doğarsa, yalnızlık o kadar artar.
-İnsanlar onlara ihtiyacın olduğunu anladıkları anda, çekip gitmekle tehdit ederler.
***
-Nasıl oluyor da kadınları bu derece iyi yazabiliyorsunuz?
-Bir erkeği düşünüyorum, sonra da mantık ve sorumluluğu çıkarıyorum.
***
-Daha iyi bir adam olabilmeyi arzulatıyorsun bana.
***
-Dünya'daki en harika kadının sen olduğunu bilen dünya üzerindeki tek kişi ben olabilirim. Yaptığın her bir şeyde ne kadar inanılmaz olduğunu anlayabilen tek kişi ben olabilirim ve Spencer'a karşı nasıl davrandığını bilen. Spence'e.
Sahip olduğun her düşünceyi dobra dobra söylemen ve neredeyse her zaman ifade ettiğin her şeyin tamamen dürüstlük ve iyilik hakkında olması.Bence, çoğu insan sendeki bu özelliği gözden kaçırıyor. Onlara yemeğini getirirken masalarını temizlerken seni izlemelerini, hayattaki en muhteşem kadınla karşılaştıklarının farkında olmayışlarını şaşkınlıkla seyrediyorum. Gerçek şu ki; onların göremediklerini görmek, kendimi daha iyi hissettiriyor.
Bugün küskün bir gün var masamda
Bütün ayrılıklardan arda kalmış
Ayrılık usulca büyür içimde
Sonra usulca uzaklaşır
Aramızda ne yer var ne de zaman
Ne başka bir yüz ne başka insan
Ayrılık saksıdaki çiçeklerimiz gibi büyür
Sessiz ve nedensizce durmadan...
Musevilerin, Tanrı ile insanın konuşmasını anlatan kitapları Talmud' dan alınmıştır ve şöyle biter:
"...Bir kadını ağlatırken çok dikkat edin, çünkü Tanrı gözyaşlarını sayar! Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı, öyle olsaydı ezilirdi; üstün olmasın diye başından da yaratılmadı. Ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye... Kolun biraz altında korunsun diye ... Kalp hizasından sevilsin diye...''
Aralık 25, 2008
Aralık 20, 2008
Aralık 18, 2008
Yol Arkadaşım
Aralık 17, 2008
Merdivana
hayalimde eski günler gene bugun canlanır hayalimde
ah o günlerde etrafımda ahbaplarım dostlarım var idi
vallahi şimdi hiç kimsem yok ne sağımda ne solumda
merdivana ah merdivana gene bugün,gene bugün merdivana
bir zamanlar ah bir zamanlar halim vaktim yerindeydi
ah kardeş şimdi halsizim yorgunum çıkamam bu merdivana
aman ! garibim anam,öksüzüm,yetimim,yorgunum,düşmüşüm
ah o günlerde etrafımda ahbaplarım dostlarım var idi
vallahi şimdi hiç kimsem yok ne sağımda ne solumda
merdivana ah merdivana gene bugün,gene bugün merdivana
bir zamanlar ah bir zamanlar halim vaktim yerindeydi
ah kardeş şimdi halsizim yorgunum çıkamam bu merdivana
aman ! garibim anam,öksüzüm,yetimim,yorgunum,düşmüşüm
Aralık 16, 2008
Aralık 15, 2008
Semum
İnsanı bir ayna olarak düşünün.Karşısına geçen her şeyi,herkesi yansıtan bir ayna... Gün gelir, herhangi bir sebepten dolayı o ayna kırılırsa, gene yansıtmaya devam eder ama bu defa doğru görüntüyü yansıtamaz.Onu büker, deforme eder. Farklı bir şeymiş gibi yansıtır. Görünen şey aynıdır. Ancak yansıyan şey biraz tedirgin edicidir.
Bilim asla tapılacak bir ilah değildir.
Bazen görmek için iki gözden fazlası gerekir.
Cehennem senin gibiler için pusuda.
Siz kokuşmuş insanlar o güvendiğiniz rabbinize, ancak ihtiyaç duyduğunuzda yalvarırsınız.
Sığındığın senden aciz, ey semum ateşi.
Bilim asla tapılacak bir ilah değildir.
Bazen görmek için iki gözden fazlası gerekir.
Cehennem senin gibiler için pusuda.
Siz kokuşmuş insanlar o güvendiğiniz rabbinize, ancak ihtiyaç duyduğunuzda yalvarırsınız.
Sığındığın senden aciz, ey semum ateşi.
Her tür ateşin şerrinden sana sığınıyorum, Allah'ım!
Aralık 14, 2008
Aralık 12, 2008
The Chronicles of Narnia: Prince Caspian
Aralık 04, 2008
İnsan Ne İle Yaşar - Tolstoy
Tek önemli vakit vardır; içinde bulunduğunuz an.
Kazanç ve kayıp ikiz kardeştir.
Şehirlerinizde efrafınız insanı günaha teşvik edici şeylerle çevrilmiş.
Bu dünyada hizmetlerinde çürüdüğü efendilerin dışında, kendisini bu dünyaya gönderen başka merhametli bir efendi olduğuna, ölmekle artık yalnız ona tabi bulunacağına ve ondan herhalde hiçbir fenalık gelmeyeceğine inanıyordu.
Bu sefer sahiden öldükten sonra içinde uyandığı öteki alem acaba daha mı rahattır? Yoksa umduğunu bulamadı mı? Yoksa umduğunun çok ötesinde mi buldu? Bunu hepimiz mutlaka en doğru bir şekilde öğreneceğiz.
Kazanç ve kayıp ikiz kardeştir.
Şehirlerinizde efrafınız insanı günaha teşvik edici şeylerle çevrilmiş.
Bu dünyada hizmetlerinde çürüdüğü efendilerin dışında, kendisini bu dünyaya gönderen başka merhametli bir efendi olduğuna, ölmekle artık yalnız ona tabi bulunacağına ve ondan herhalde hiçbir fenalık gelmeyeceğine inanıyordu.
Bu sefer sahiden öldükten sonra içinde uyandığı öteki alem acaba daha mı rahattır? Yoksa umduğunu bulamadı mı? Yoksa umduğunun çok ötesinde mi buldu? Bunu hepimiz mutlaka en doğru bir şekilde öğreneceğiz.
Bittiğim An...
Herif bir yandan, masanın altından kızı kurcalarken, bir yandan da kaldığı yatakhanede bir herifin bir kutu aspirin alıp nasıl canına kıymak üzere olduğunu filan anlatıyordu. Kız durmadan, "Ay, ne korkunç şey... Yapma, sevgilim. Lütfen yapma. Burda olmaz," diyordu. Düşünün yani, herif aynı anda hem kızı kurcalıyor, hem de canına kıymaya kalkışan birini anlatıyor! Bittim buna.
Bu adamın ironisine bayılıyorum,tamlamaya bakar mısın:
Elinizi sıkarken kırk parmağınızı birden kırmazsa, yavşak olacağını sanan türden bir herif...
Hele şuna bir bakın;
Sorun şu; bir kızla -yani, orospularla filan değil- bu iş tam olacak gibiyken, başlıyor durmadan size dur demeye. Benim derdim de bu işte; duruyorum.
Bayılıyorum bu adama. :)
Salinger - Çavdar Tarlasında Çocuklar
Etiketler:
Çavdar Tarlasında Çocuklar,
Magicbooks,
Magickal Musical
Aralık 03, 2008
Yürüyüş - Ahmet Altan
Churchill, savaşın ortasında bile mutlaka bir köşeye çekilip yirmi dakika uyurmuş.
İnsanın içinde bulunduğu gerçeklerden biraz uzaklaşması gerektiğini biliyordu belki.
Devamı için, tıklayınız.
İnsanın içinde bulunduğu gerçeklerden biraz uzaklaşması gerektiğini biliyordu belki.
Devamı için, tıklayınız.
Da Vinci Şifresi - Dan Brown
Aralık 01, 2008
Genç Bir Şaire Öğütler - Max Jakob
İnsan yaratmak istediği etkiyi bilmeli, her şeyi o etkiye göre ayarlayabilmeli.
"Bu da ne demek?" Bize heyecan veremeyen şairleri bu sözle azarlarız. Azarların içinde en ağırı da budur.
"Bu da ne demek?" Bize heyecan veremeyen şairleri bu sözle azarlarız. Azarların içinde en ağırı da budur.
Kasım 30, 2008
SON DERS - Aşk ve Üniversite
Siz öğrenmek için okuyun, sınıf geçme başa gelen bir şeydir...
Paran olmayınca minibüse bile binemiyorsun, neyin devrimini yapacaksın !
İnsan sıcağı görünce ne kadar üşüdüğünü anlıyor. Paylaşmak dedik ya... Başkasının parasını paylaşmak hoş da, yani zaten devrimcilik bir yerde o, başkasının parasını paylaşmak söz konusu olunca güzel ama kendi paran söz konusu olunca "Neyini paylaşacağım ulan?" dedim, "Kiminle paylaşacağım? Siz benim kurşun yaramı paylaşacak mısınız? Babamın gözlerimin içine baka baka gidişini? Ben her sabah kalktığımda hepiniz ossura ossura uyuyordunuz ama sizinle mi paylaşacağım ulan?" dedim. Bu hayat insana insanlardan nefret etmeyi öğretiyor.
Devlete güveneceğiz değil mi?Devlete güveneceksek neden o devlet önce astığı adamlara sonra anıt dikti ! Devletin "Pardon"u da böyle olsa gerek !
Ertelemek ! Sanki yarınınızdan eminsiniz gibi verdiğiniz o karar. Kafanda bir şey varsa bugün yapmalısın...
Hacı bu hani hep derler ya, "Kadınlar kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanırlar." diye, yalan anasını satayım, kadınlar kendilerini güldüren erkekleri ağlatırlar.
Aşk, bir kişinin, dünyanın geri kalanından daha önemli olmasıdır.
Sadece yapamadıklarınızdan pişman olursunuz.
İlk dersimiz; hiçbirinizin buradan alınacak bir derse ihtiyacı olmadığıdır.
"Dersi hayat verir."
Paran olmayınca minibüse bile binemiyorsun, neyin devrimini yapacaksın !
İnsan sıcağı görünce ne kadar üşüdüğünü anlıyor. Paylaşmak dedik ya... Başkasının parasını paylaşmak hoş da, yani zaten devrimcilik bir yerde o, başkasının parasını paylaşmak söz konusu olunca güzel ama kendi paran söz konusu olunca "Neyini paylaşacağım ulan?" dedim, "Kiminle paylaşacağım? Siz benim kurşun yaramı paylaşacak mısınız? Babamın gözlerimin içine baka baka gidişini? Ben her sabah kalktığımda hepiniz ossura ossura uyuyordunuz ama sizinle mi paylaşacağım ulan?" dedim. Bu hayat insana insanlardan nefret etmeyi öğretiyor.
Devlete güveneceğiz değil mi?Devlete güveneceksek neden o devlet önce astığı adamlara sonra anıt dikti ! Devletin "Pardon"u da böyle olsa gerek !
Ertelemek ! Sanki yarınınızdan eminsiniz gibi verdiğiniz o karar. Kafanda bir şey varsa bugün yapmalısın...
Hacı bu hani hep derler ya, "Kadınlar kendilerini güldüren erkeklerden hoşlanırlar." diye, yalan anasını satayım, kadınlar kendilerini güldüren erkekleri ağlatırlar.
Aşk, bir kişinin, dünyanın geri kalanından daha önemli olmasıdır.
Sadece yapamadıklarınızdan pişman olursunuz.
İlk dersimiz; hiçbirinizin buradan alınacak bir derse ihtiyacı olmadığıdır.
"Dersi hayat verir."
Kasım 26, 2008
Ama Vatan !
Türkiyenin bir yönüyle zahir açısından bakınca nesi var yani,çölleştirilmiş,insanların birbirini yediği bir ülke,
Ama vatan...
Ama vatan...
Kasım 22, 2008
Kasım 21, 2008
Those Were The Days, My Friend
Once upon a time, there was a tavern
Where we used to raise a glass or two
Remember how we laughed away the hours,
Think of all the great things we would do
Those were the days, my friend
We thought they'd never end
We'd sing and dance forever and a day
We'd live the life we'd choose
We'd fight and never lose
For we were young and sure to have our way
Then, the busy years went rushing by us
We lost our starry notions on the way
If, by chance, I'd see you in the tavern,
We'd smile at one another and we'd say
Those were the days, my friend
We thought they'd never end
We'd sing and dance forever and a day
We'd live the life we'd choose
We'd fight and never lose
Those were the days, oh yes, those were the days
Just tonight, I stood before the tavern
Nothing seemed the way it used to be
In the glass, I saw a strange reflection
Was that lonely woman really me?
Those were the days, my friend
We thought they'd never end
We'd sing and dance forever and a day
We'd live the life we'd choose
We'd fight and never lose
Those were the days, oh yes, those were the days
Through the door, there came familiar laughter
I saw your face and heard you call my name
Oh, my friend, we're older but no wiser
For in our hearts, the dreams are still the same
Those were the days, my friend
We thought they'd never end
We'd sing and dance forever and a day
We'd live the life we'd choose
We'd fight and never lose
Those were the days, oh yes, those were the days
Where we used to raise a glass or two
Remember how we laughed away the hours,
Think of all the great things we would do
Those were the days, my friend
We thought they'd never end
We'd sing and dance forever and a day
We'd live the life we'd choose
We'd fight and never lose
For we were young and sure to have our way
Then, the busy years went rushing by us
We lost our starry notions on the way
If, by chance, I'd see you in the tavern,
We'd smile at one another and we'd say
Those were the days, my friend
We thought they'd never end
We'd sing and dance forever and a day
We'd live the life we'd choose
We'd fight and never lose
Those were the days, oh yes, those were the days
Just tonight, I stood before the tavern
Nothing seemed the way it used to be
In the glass, I saw a strange reflection
Was that lonely woman really me?
Those were the days, my friend
We thought they'd never end
We'd sing and dance forever and a day
We'd live the life we'd choose
We'd fight and never lose
Those were the days, oh yes, those were the days
Through the door, there came familiar laughter
I saw your face and heard you call my name
Oh, my friend, we're older but no wiser
For in our hearts, the dreams are still the same
Those were the days, my friend
We thought they'd never end
We'd sing and dance forever and a day
We'd live the life we'd choose
We'd fight and never lose
Those were the days, oh yes, those were the days
Kasım 18, 2008
Açık Kapı
Gereksiz olmuş selam vermek artık şehr-i boğaziçi’nde
Pusulası şaşmış kızlar aşık olmuş tanımadan birbirlerine
İnsanlar istif taksilere dolmuş cumartesi eğlencesinde
Kalpler vuruyor, hep kulaklar tıkalı tarihin en eski sesine
Cinsellik açık bir kapı, biri onu artık kapatmalı
İyi olan her şey gibi, bu da artık çok fazla kurcalanmamalı
Hangi gönül kimde belli değil artık şu ihtiras eğlencesinde
Kırılan kalplere amatör deniyormuş, kızlar usta olmak peşinde
Yıllarca sürmüş ilişkiler artık yok olmanın arifesinde
Sevgisizlik artık almış da yürümüş, sonumuz boğaz köprüsü’nde
Cinsellik açık bir kapı, biri onu artık kapatmalı
İyi olan her şey gibi, bu da artık çok fazla kurcalanmamalı
Kasım 13, 2008
Kasım 12, 2008
Dokuz Gitarda Dünya Tarihi - Erik Orsenna
-Dünya üzerinde üç önemli çift vardır: Bir adam ve bir kadın, bir adam ve atı, bir adam ve gitarı...
-Her düo bir düellodur.
-Siyah adam çilesinin surlarında dolanıyordu,gitarsa onun kayığıydı.
-Müzik sefelatin kızıydı.
-Kendinden daha güçlüye karşı verilen bu tür savaşlar, iyileşmeyen yaralar bırakırdı
-Ne kadar insan doğarsa, yalnızlık o kadar artar.
Kasım 09, 2008
As Good As It Gets
-İnsanlar onlara ihtiyacın olduğunu anladıkları anda, çekip gitmekle tehdit ederler.
***
-Nasıl oluyor da kadınları bu derece iyi yazabiliyorsunuz?
-Bir erkeği düşünüyorum, sonra da mantık ve sorumluluğu çıkarıyorum.
***
-Daha iyi bir adam olabilmeyi arzulatıyorsun bana.
***
-Dünya'daki en harika kadının sen olduğunu bilen dünya üzerindeki tek kişi ben olabilirim. Yaptığın her bir şeyde ne kadar inanılmaz olduğunu anlayabilen tek kişi ben olabilirim ve Spencer'a karşı nasıl davrandığını bilen. Spence'e.
Sahip olduğun her düşünceyi dobra dobra söylemen ve neredeyse her zaman ifade ettiğin her şeyin tamamen dürüstlük ve iyilik hakkında olması.Bence, çoğu insan sendeki bu özelliği gözden kaçırıyor. Onlara yemeğini getirirken masalarını temizlerken seni izlemelerini, hayattaki en muhteşem kadınla karşılaştıklarının farkında olmayışlarını şaşkınlıkla seyrediyorum. Gerçek şu ki; onların göremediklerini görmek, kendimi daha iyi hissettiriyor.
Kasım 03, 2008
Saksıdaki Çiçekler
Bugün küskün bir gün var masamda
Bütün ayrılıklardan arda kalmış
Ayrılık usulca büyür içimde
Sonra usulca uzaklaşır
Aramızda ne yer var ne de zaman
Ne başka bir yüz ne başka insan
Ayrılık saksıdaki çiçeklerimiz gibi büyür
Sessiz ve nedensizce durmadan...
Ekim 22, 2008
Ah Ulan Kızlar
O yanlış evlenip çabuk ayrılan kızlar*
Her gece uykusuzluk, her sabah zorluk
Mutluluk size uzak** ne desem yalan*** kızlar.
İş güç dağdağası büyütülecek çocuk
Yaşamaya vakit yok ah kızlar, aman kızlar
Ulan kızlar, ulan kızlar.
Her yerde yadırganır, çevresi ona soğuk
Yanlızlıktan her dakika kırılan kızlar
Bir çoğu umutsuz, birazı aksi, birazı uçuk
Her sözü her bakışı tartışılan kızlar.
Erkeklere sürek avı, kadınlara korkuluk
Ah kızlar, aman kızlar, ulan kızlar, ulan kızlar.
Her gece uykusuzluk, her sabah zorluk
Mutluluk size uzak** ne desem yalan*** kızlar.
İş güç dağdağası büyütülecek çocuk
Yaşamaya vakit yok ah kızlar, aman kızlar
Ulan kızlar, ulan kızlar.
Her yerde yadırganır, çevresi ona soğuk
Yanlızlıktan her dakika kırılan kızlar
Bir çoğu umutsuz, birazı aksi, birazı uçuk
Her sözü her bakışı tartışılan kızlar.
Erkeklere sürek avı, kadınlara korkuluk
Ah kızlar, aman kızlar, ulan kızlar, ulan kızlar.
Ekim 12, 2008
Omzundaki Yük
Bir derviş, Ebu'l-Hasan Harkanî'nin şöhretini duyup Talkan şehrinden yola çıkmıştı. Dağlar aştı, uzun yollar geçti, şeyhi görmek için özü doğru olarak, Allah'a yalvarıp yakararak nice yol aldı. Yolda çok cefa gördü, eziyet çekti. Nihayet yolu bitirip maksadına ulaştı. O mana sultanının evini sordu. Kapısına geldi, saygıyla kapı halkasını vurdu. Şeyhin karısı kapıdan başını çıkarıp, 'Ey kerem sahibi, ne istiyorsun? ' dedi. Derviş, 'Ziyaret için geldim' deyince, kadın kahkahayla gülüp dedi ki, 'Sakalına bak yahu! Hele şu yolculuğa, uğradığın derde bak! Yerinde yurdunda işin yok muydu da beyhude yere yollara düştün? Bir ahmağı görmek hevesine mi düştün, yoksa yurdundan mı usandın? Yahut şeytan sana bir boyunduruk vurdu, vesveseler mi verdi ki, bu yolculuğa çıktın? ' Daha birçok kötü sözler söyledi, hakaretler sıraladı Kadının saygısız gülmesinden, hikayeler düzmesinden derviş pek dertlendi. 'Yeter! ' diye bağırdı. 'Senin gibi bir şeytanın saçmaları mı beni bu kapının toprağından döndürecek? ' Artık derviş herkese şeyhi sormakta, her tarafta onu araştırmaktaydı. Birisi dedi ki, 'O kutup, odun getirmek üzere ormana gitti.' O zülfikâr düşünceli ve ateşli derviş, ormanın yolunu tuttu. Şeytan aklına, dolunayı bile örten vesvese vermekteydi. 'Bu din şeyhi neden böyle bir kadını evinde tutuyor, onunla düşüp kalkıyor? ' demekteydi. O bu düşüncedeyken, şeyh bir aslana binmiş, çıkageldi. Kükremiş aslan odunu çekmekteydi, o kutlu zat da odunların üstüne binmişti. Dervişi uzaktan gördü ve güldü. 'Sakın aldanma' dedi, 'Şeytanı dinleme! Ben sabredip bu kadının yükünü çekmeseydim, aslan benim yükümü çeker miydi hiç? '
Eylül 06, 2008
bir evcilik oyununda bile duldum
hatırla
sana dizlerimi
sana tabi bileklerimi ve topuklarımı sundum;
çevirdikçe ruhunun radyo dalgalarında
cazdı, bluesdu, klasik kemandı, klasik aşktı
boktu püsurdu
hatırla, senin gözlerin çok ulusluydu
senin gözlerin ham kadınsızdı
çamurdandı
ağzımda getirdiğim karsuyunu
kalbine kaçırdım! ovdun ve okşadın beni
çıktı içimdeki cin
yatağa döküldü
yatağıma döküldün
yatağına döküldüm
ve bu sonsuz savruluşta
o gece
bütün eski sevgililerimden ince ince söküldüm!
senin oldum!
haass.ktr sanırım sende yoksun! Olsun!
Filtre
hatırla
sana dizlerimi
sana tabi bileklerimi ve topuklarımı sundum;
çevirdikçe ruhunun radyo dalgalarında
cazdı, bluesdu, klasik kemandı, klasik aşktı
boktu püsurdu
hatırla, senin gözlerin çok ulusluydu
senin gözlerin ham kadınsızdı
çamurdandı
ağzımda getirdiğim karsuyunu
kalbine kaçırdım! ovdun ve okşadın beni
çıktı içimdeki cin
yatağa döküldü
yatağıma döküldün
yatağına döküldüm
ve bu sonsuz savruluşta
o gece
bütün eski sevgililerimden ince ince söküldüm!
senin oldum!
haass.ktr sanırım sende yoksun! Olsun!
Filtre
Eylül 02, 2008
Ağustos 25, 2008
Musevilerin, Tanrı ile insanın konuşmasını anlatan kitapları Talmud' dan alınmıştır ve şöyle biter:
"...Bir kadını ağlatırken çok dikkat edin, çünkü Tanrı gözyaşlarını sayar! Kadın erkeğin kaburgasından yaratıldı, ayaklarından yaratılmadı, öyle olsaydı ezilirdi; üstün olmasın diye başından da yaratılmadı. Ama göğsünden yaratıldı, eşit olsun diye... Kolun biraz altında korunsun diye ... Kalp hizasından sevilsin diye...''
Ağustos 05, 2008
Ağustos 03, 2008
Temmuz 08, 2008
Haziran 30, 2008
Haziran 29, 2008
Mayıs 20, 2008
Mayıs 18, 2008
Mayıs 13, 2008
Çiçek Nedir Bilmeden
Bence o kişi eğer hiç yaşamamışsa ona bunu çok rahatlıkla söyleyebiliriz. bu da yani alaya almak için değil, belki öyle yaşamışsın ama bir de böyle yaşarsan belki mutlu olursun manasında arkadaşça bir ikaz da olabilir pekala. o güzelin de o zaman bunu dinlemesi, bu şahsın sözlerini kulak arkası etmemesi, acaba yaşamamış olabilir miyim, bana bu kişi niye böyle diyor diye de oturup düşünmesi lazım. ha güzel vardır, hayatı güzel yaşıyordur, birisi gelir yok efendim sen yaşamamışsın, asıl hayat bu diyodur, o da olabilir. o zaman güzelin o kişiye güzelce bakın ben kendi hayatımı yaşıyorum, siz de sizinkini yaşayınız, kimse sizi benim gibi yaşamaya zorlamıyor diyerek ikaz vermesi, usulünce red etmesi lazım. ama güzelin güzel yaşamadığı hallerde, özellikle şair olan, güzeli ve güzel yaşamayı bilen, bunca senelik emeği geçmiş bir büyüğünü dinlemesi, bu tip bestelere izin vermemesi gerekirdi. ne yazık ki bir çok şarkı bu tip dikkatsizlikler sbebeiyle oluyor, bir çoğu da önlenebilir nedenlerle kimvurduya gidebiliyor. türkiyeye maddi zararını ben tam olarak bilmiyorum ama, eminim büyüktür.
Otisabi
Mayıs 04, 2008
Yağmur - Mazi
Ben de gönül çektim eskiden
Yandı hayatım bu sevgiden
Anladım ki bin aşka bedel
Gençliğimmiş elimden giden
Önünde ben geldim de dize
Yar olmadı bu kimse size
En nihayat düşüp can verdim
Gözündeki yeşil denize
Sarmadımsa da belden
Geçmedim bu emelden
Bir hazin maceradır
Onu aldılar elden
Başkasına yar oldu
Eller bahtiyar oldu
Gönlüm hep baştan başa
Viran bir diyar oldu
Mazi kalbimde bir yaradır
Bahtım saçlarından karadır
Beni zaman zaman ağlatan
İşte bu hazin maceradır
Ne göğsünde uyuttu beni
Ne buseyle avuttu beni
Geçti ardından uzun yıllar
Bu kadın da unuttu beni
Yandı hayatım bu sevgiden
Anladım ki bin aşka bedel
Gençliğimmiş elimden giden
Önünde ben geldim de dize
Yar olmadı bu kimse size
En nihayat düşüp can verdim
Gözündeki yeşil denize
Sarmadımsa da belden
Geçmedim bu emelden
Bir hazin maceradır
Onu aldılar elden
Başkasına yar oldu
Eller bahtiyar oldu
Gönlüm hep baştan başa
Viran bir diyar oldu
Mazi kalbimde bir yaradır
Bahtım saçlarından karadır
Beni zaman zaman ağlatan
İşte bu hazin maceradır
Ne göğsünde uyuttu beni
Ne buseyle avuttu beni
Geçti ardından uzun yıllar
Bu kadın da unuttu beni
Nisan 29, 2008
Otisabi
Nisan 26, 2008
Her Arayan Bulamaz Ama
Bulanlar Hep Arayanlardan Çıkmıştır.
Bulanlar Hep Arayanlardan Çıkmıştır.
Labels
- Balans ve Manevra (1)
- Benim Adım Kırmızı (3)
- Cemal Safi (1)
- Chuck (5)
- Cinemagickal (53)
- Çakallarla Dans (1)
- Çavdar Tarlasında Çocuklar (5)
- Dramagickal (4)
- Ekşi Şeyler (3)
- House M.D. (1)
- İlhami Çiçek (1)
- İsmet Özel (1)
- Kayahan (1)
- Kaybedenler Kulübü (1)
- Korkma Ben Varım (1)
- Leyla ile Mecnun (3)
- Limon Ağacı (1)
- Magicbooks (7)
- Magickal Games (1)
- Magickal Musical (101)
- Magrib (5)
- My Sassy Girl (1)
- Scrubs (5)
- Tuna Kiremitçi (1)
- Two And A Half Men (2)
- Ülkü Tamer (1)
- William Shakespeare (1)
- World Wide Web (35)
Blog Archive
-
▼
2008
(41)
-
▼
Aralık
(16)
- Geçmiş
- Ayırmamalı
- Aşk mı, Kıyamet mi ?
- Yol Arkadaşım
- Var Mısın?
- Merdivana
- Bana Yalan Mı Söylediniz !?
- Semum
- Transformers
- The Chronicles of Narnia: Prince Caspian
- İnsan Ne İle Yaşar - Tolstoy
- Bittiğim An...
- Yürüyüş - Ahmet Altan
- Da Vinci Şifresi - Dan Brown
- i'll never be too far
- Genç Bir Şaire Öğütler - Max Jakob
-
▼
Aralık
(16)
Blogger tarafından desteklenmektedir.